Her insanın bir “kırmızı çizgisi” vardır! Benim kırmızı çizgim ise “sanayidir”!
Sanayideki asıl amacım, yerli üretimin Türkiye üretim grafiğinde büyük bir dilimi kaplamasını sağlamaktır. Sanayimiz günden güne büyümektedir. Kullanılan enerji, su miktarı ve arz-talep eğrisi de bunu kanıtlamaktadır.
Sormamız gereken soru şudur “İhraç yerli üretimin ürün tablosu nasıl olmalıdır?”
Elbette ihracat ülke ekonomisinde ve kalkınmada büyük rol oynamaktadır. Fakat sanayi de objektif bir stratejik yön eylem tablosu oluşturduğumda; yerli üretimde geri olduğumuzu ve sanayide birçok sıkıntımızın olduğunu fark ettim. Bir milli seferberlik ilan edilmeli ve gerekli istişareler yapılıp, bu eksiklikler üzerine AR-GE çalışmaları yürütülmelidir.
Ürün yelpazeniz ne kadar genişse ve ihracat masasında payınız ne kadar büyükse sanayide o kadar güçlüsünüz demektir. Sanayide ne kadar güçlü iseniz ekonomide de bir o kadar güçlü olursunuz. Bu iki sistem birbiri ile entegre şekilde çalışmaktadır. Tekrardan sanayiyi sık eleyip dokuyunca en büyük sıkıntının teknik eleman ihtiyacı ve yetiştirilmesi olduğunu fark ettim. Teknikerlerden, teknik öğretmenlere ve mühendislere kadar bütün insan kaynaklarımızı da buna dahil etmeliyiz.
Teknik bir eleman yetiştirmenin temel kaynağı uygulamalı eğitimdir. Bu eğitimler okulda kazanılan bilgilerle tamamlanmıyor. Fen bilimleri ağırlıklı olan bölümlerde ve doğa bilimleri fakültelerinde hem yetersiz uygulama mevcut hem de laboratuvar eksiklikleri var. Saha da uygulamalı eğitimlerin de verilmesi lazım. Çünkü uygulamalı eğitim olmaksızın bireyler sahada yetersiz kalıyorlar. Ayrıca genç yaşta umduklarını bulamayıp hayal kırıklığına da uğruyorlar.
Tabi ki bu gençler teknolojiye çok çabuk ayak uyduruyorlar. Eğer öyle olmasaydı Endüstri 4.00 a ihtiyaç duyulur muydu?
Sanayi devrimlerini yeri geldi okuduk yeri geldi gözlemledik. Burada en önemli etmen sanayi alt yapısının güçlü olmasıydı. Hem sanayi alt yapısı güçlü olacak hem de gelecek yüzyılın teknolojisine ayak uyduracaktı. Bir üretim entegre tesisinin ancak bu şekilde bacaları tütebilir.
Herkesin ağzında dönüp dolaşan K.O.B.İ sözcüğü de aslında bir finansman desteğidir. Sanayide izlenimlerim doğrultusunda K.O.B.İ ler yani finansman destekleri hem yeterli değil hem de tam manasıyla doğru hedefe ulaşamamaktadır. Bazı sanayicilerimiz yatırım yapmak istiyorlar. Ancak yeterli teknik donanıma sahip değiller. Bu da onları çekimser davranmaya itiyor ve yatırımlarını geri çekiyorlar. Bazı teknik arkadaşlarında; parlak, geleceğe dönük, sağlam projeleri mevcut. Fakat bu projeleri kime sunacaklarını ve kimlere ulaştıracaklarını bilememekteler. Bu aradaki iletişim kopukluğunu onarmak büyük sorunları giderip sanayide yatırım hızını büyütecektir. AR-GE çalışmalarına önem vermek ve desteklemek de bu büyüme de etkili olacaktır.
Sanayi Yelpazeni Genişlet ,Ekonomini Güçlendir!