Çağımızda teknolojide kaydedilen gelişmeler ile birlikte enerjiye duyulan ihtiyaç kat ve kat artmakta. Aynı zamanda atmosfere gönderdiğimiz karbondioksit miktarının da arttığını düşünecek olursak yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmenin tam zamanı. En önemli yenilenebilir enerji kaynaklarından biri de güneş enerjisi. İşte tam da bu aralar İsveç’li bilim insanları güneşten gelen enerjiyi on yıldan fazla bir süreliğine depolama özelliğine sahip, ısıl güneş ışığı yakıtı adını verdikleri özelleştirilmiş bir sıvı geliştirdiler.
Şimdiye kadar güneş enerjisini;
-
kol saatleri,
hesap makineleri,
acil telefon cihazları,
trafik lambaları,
cep telefonu şarj aletleri,
bahçe ve sokak aydınlatmaları,
tarımsal sulama,
sıcak su üretimi,
soğuk su üretimi
güneş ocakları
güneş enerjili uçaklar
temiz su üretmek
gibi günlük hayatta kullanmaktaydık.
Aslında çok eskiden beri güneş enerjisi hayatımızın bir bölümünde karşımıza çıkmaktaydı. 1956 yılından beri de insanlığın uzaya uydu sistemleri göndermesi ile birlikte güneş enerjisi uzay da ve uydular da da kullanılmaya başlandı.
Yenilenebilir bir enerji kaynağı olmasına karşın güneş enerjisi uzun vadede depolayabileceğimiz ucuz ve verimli bir yöntem olmadığından yakın zamana kadar insanlar için hala soru işaretleri oluşturmaktaydı. Fakat geçen yıl yeni bir tez dizisi ile ilgi çeken bir çözüm geliştirildi.
MIT’de(Massachusetts Institute of Technology) bu malzemeler üzerine çalışan araştırmacı Jeffrey Grossman bu çözümü: “Isıl güneş ışığı yakıtı, şarjlı bir pile benziyor fakat elektrik yerine, istediğiniz zaman güneş ışığı koyuyor ve ısı alıyorsunuz.” diye açıklıyor.
Bahsedilen bu sıvı, İsveç ’teki Chalmers Teknoloji Üniversitesi’ndeki bilim insanlarının geliştirmek için bir yıldan daha fazla bir zamandır üzerinde çalıştığı, sıvı haldeki bir molekülden oluşmakta.Adı geçen bu molekül; karbon, hidrojen ve nitrojenden meydana geliyor
Bu molekülün üzerine güneş ışığı geldiğinde : Molekülün atomları arasındaki bağlar yeniden sıralanıyor ve izomer denilen, yeni ve enerji dolu bir hale dönüşmüş oluyor.
Böylelikle güneş enerjisi, izomerin güçlü şekildeki kimyasal bağları arasında adeta esir alınıyor ve molekül oda sıcaklığına kadar soğusa bile güneş enerjisi orada kalıyor.
Enerji ihtiyacı olduğunda bir katalizörün içinden geçiriliyor ve katalizör, sayesinde molekül esas haline döndürülerek , enerji ısı halinde dışarı çıkarılmış oluyor. Bu sayede kış aylarında ve soğuk kış geceleri için yakıt sıkıntısı bir nevi ortadan kaldırılmış oluyor.
Chalmers Üniversitesi’nde nanomalzeme bilimcisi Kasper Moth-Poulsen “Bu izomerdeki enerji artık 18 yıla kadar depolanabiliyor.Ayrıca enerjiyi çıkarıp kullanmaya geldiğimiz zaman, ummaya cüret ettiğimizden daha büyük bir sıcaklık artışı elde ediyoruz.” Diyor.
Bu geliştirilen yenilenebilir enerji sisteminin bir prototipi, bir üniversite binasının çatısına yerleştirilmiş. Sıvı teste tabi tutulmuş ve sonuçlar, çok sayıda yatırımcının dikkatini çekmiş.