Dökümde kalite kontrol uygulamaları, döküm hatalarının önlenmesi ve çözüm yöntemlerinin bulunması için uygulanması gereken yöntemleri ifade eder.
Kalite kontrol uygulamalarındaki amaç döküm sakatı yani döküm hataları nın meydana gelmeden önce önlenmesidir. Bir başka deyişle proaktif uygulamalar her tür kalite kontrol için temel amaçtır.
Döküm hatalarını doğru teşhis etmek ve bunun sonucunda gelecekte hatanın yeniden oluşumunu önlemek için proseste uygun metot veya yöntemleri yerleştirmek esastır.
Dökümde Geleneksel Kalite Kontrol Uygulamaları Nelerdir?
- red edilmiş
- yeniden işleme gerektiren,
- fazla taşlama veya temizleme gerektiren
- döküm üretimine kâr getirmeyen işlemler
için yapılan teşhis ve gereken düzeltme gibi bazı kalite kontrol faaliyetlerini amaçala
Her dökümhanenin ticari amaçlarından biri sıfır hata (SH) ve zamanında kendini amorti eden yatırımdır. Bu temel amaçlarla birlikte, her tür üretim prosesinde beklenmedik anlarda problemlerle karşılaşılacak ve bu problemlerin tespiti ve çözümü istenecektir. Bu noktada da, temel problem çözme tekniklerinden faydalanmak gerekir.
Kalite kontrol faaliyetinin en önemli adımlarından biri “Tespit” tir. Herhangi bir problemin çözümüne geçerken kullanılabilecek yöntemler doğru ve yanlış metotlar olabilir. Doğru metot, herzaman “en iyi” ve “en etkili” olan metotdur.
Sorunların tespiti yapıldıktan sonra düzeltmeye yönelik bazı adımlar atılması gerekir.
Düzeltici faaliyet adımları aşağıdaki gibidir:
Problemi Tanımlamak
Problemin “doğru”, “özlü” ve “tam” olarak tanımlanması prensibine dayanır.
Örneğin, eğer “sürekli 92’ nin üstünde kalıp sertliği ve 1400 oC’nin üstünde döküm
sıcaklığına sahip olup, yaş kum koşullarında 1 no’lu dökümde gaz boşluğu hatası var” olarak tanımlama getirirsek, problem için çözüm daha açık hale gelmiş olur. Çünkü problem tam olarak tanımlanmış olur.
Bununla birlikte, eğer “dökümlerimizin bazılarında birçok boşluk var” diye söylersek, problemi çözüme kavuşturmuş olamayız. Çünkü, problemi tanımlayan ifademiz yeterli ve etkin değildir. Sebebi de ilgili faktörleri ifade etmemiş olmamızdır.
Verileri Toplamak
Verilerin toplanması, problemin gözlem ve ifade edilmesine dayanır. Bu hataya sebep olan birçok faktörü ortaya çıkarmayı sağlar. İlgili verinin toplanacağı alanın yani başlığın seçiminde yardımcı olur. Hataların resmini çekmek de önem taşır. Resimler belirli hataların tipik görünüşlerini tanımlar, ortaya koyar ancak resimler sadece hataları teşhise yardımcı olarak kabul edilmelidir. Çünkü bazı hallerde, iki veya daha fazla tamamen farklı hata aynı ya da benzer görünüşe sahip olabilir.
Örneğin; bir döküm hatasının “Rutubetli Kumun Neden Olduğu Gaz Boşluğu” ile tanımlanan hatanın görünüşüne benzer olması, hatanın kesinlikle rutubetli kumdan kaynaklandığı anlamına gelmemelidir. Öyle ki problem aynı hatanın diğer 30 mümkün sebeplerinden meydana gelmiş olabilir.
Gerekli veriler, üretimin kendisinden çıkarılmalıdır. İşe ilk olarak, hatanın oluştuğu andaki kayıtlar gözden geçirilerek başlanmalıdır.
Kayıtlar “5N1K” kuralına göre incelenmeldir.
- Nerede?
- Ne zaman?
- Nasıl?
- Ne kadar sık?
- Niçin?
- Kim?
Bazen belirli bir hata için elde edilen veriler eksik olabilir. Bu durumda, ikinci adım eksik verilerin toplanmasıdır.
Eksik verileri toplamak.
Var olan ipuçları eksik verileri toplamak için ciddi katkı sağlar.
Örneğin “Kum” hakkında yeterli veri toplanmış ancak “Kalıplama” için ilgili veri elde edilmemiş olabilir.
O zaman şu soru sorulmalıdır: “Kalıplama pratiğinin hangi alanları bize veri sağlayacaktır?”
Sonra, problemi tekrar tanımlamak gerekir.
Problemi yeniden tanımlamak
Kanıtların Toplanması ve Eksik Kanıtların Toplanması adımları doğru bir şekilde tamamlanmışsa, artık uygun bir çözüm için problemi yeniden tanımlamak olası hale gelir.
Çözümü uygulamak
Aslında pek çok kişi işe bu adımdan başlar. Oysa ki “çözüm odaklı olmak” ile “probleme çözümden başlamak” farklı şeylerdir. Gerçekte problem açık ise tanımı koymadan çözüme bu adımdan başlanabilir. Eğer uygulanan çözüm başarılı sonuçlandıysa, bir sonraki adım olarak “Önlem almaya” geçilebilir.
Gerekli önlemleri almak
Bazı kalite kontrolcüler ilk beş temel adımı atlar ve direkt bu son adımdan başlarlar. Doğal olarak da sonuç pahalıya mal olur. Problem çözme prosesinde, proseste bir değişiklik yapmak önceki ilk adım değil tam tersine en son uygulanacak bir adımdır.
Kontrolün amacı, “ret” olasılığını ortadan kaldırıp mümkün olan en seri üretimin gerçekleşmesini sağlamaktır.
Kalite Kontrolde Uygulanan Son Teknolojiler Nelerdir?
Döküm sektöründe kalite kontrol artık bambaşka bir seviyeye çıktı. Yeni teknolojiler sayesinde hem daha hassas üretimler yapılıyor hem de hatalar en aza indiriliyor. Yeni teknolojiler kalite kontrolü nasıl dönüştürdü.
Öncelikle, yapay zeka ve akıllı teknolojiler devreye girdi. Yapay zeka, döküm sürecindeki verileri analiz edip kusurları önceden tahmin edebiliyor. Böylece üretimde aksaklık yaşanmadan önlem almak mümkün hale geliyor. Ayrıca, öngörücü bakım sistemleri sayesinde makineler arızalanmadan önce bakım zamanı geldiğini anlayıp haber veriyor. Bu da üretim kalitesini her zaman yüksek tutuyor.
Dijitalleşme ve otomasyon da işin içine girince, muayene sistemleri çok daha hassas hale geldi. 3D tarama teknolojileriyle, yüzeyde çıplak gözle görülemeyen en ufak kusurlar bile tespit edilebiliyor. Robotlar da muayene süreçlerine entegre edilerek insan hatasını minimize ediyor ve üretimdeki tutarlılığı artırıyor.
Hasarsız muayene yöntemleri (NDT) de gelişti. Ultrasonik testler, iç kusurları büyük bir hassasiyetle tespit ediyor ama tabi bu işi yapacak kişinin uzman olması gerekiyor. Radyografik inceleme ise malzemenin iç yapısını detaylı bir şekilde görüntüleyip kalite değerlendirmesi için kalıcı bir kayıt sunuyor.
Döküm tasarımında ise simülasyon teknolojileri büyük fark yaratıyor. Simülasyonlar sayesinde daha üretime başlamadan olası kusurlar tahmin edilip önlemler alınabiliyor. Sanal testlerle, süreç optimize edilerek döküm kalitesi artırılıyor ve gereksiz zaman kaybının önüne geçiliyor.
Bir diğer büyük gelişme de IoT ve gerçek zamanlı izleme sistemleri. Artık üretimi uzaktan izleyip anlık veri akışıyla kaliteyi sürekli kontrol etmek mümkün. Kablosuz sensörler sayesinde üretim sürecinde anlık ölçümler yapılabiliyor ve herhangi bir aksaklık olursa anında müdahale edilebiliyor.
Son olarak, 3D baskı teknolojisi kalıp üretiminde devrim niteliğinde bir değişim getirdi. Dijital kum kalıpları, klasik kalıplara göre çok daha hassas üretim sağlıyor ve kalıp için ekstra bir model veya takım kullanma ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Böylece üretim süreci hızlanıyor ve maliyetler düşüyor.
Özetle, dökümde kalite kontrol artık sadece hataları tespit etmekle kalmıyor, hataların oluşmasını baştan engelliyor. Yeni dönem dökümde kalite kontrol uygulamaları artık daha proaktif. Bu teknolojiler sayesinde hem üretim kalitesi artıyor hem de maliyetler düşerken müşteri memnuniyeti de üst seviyeye çıkıyor.