Çelik dökümün prensipleri, kaliteli ve istenilen özelliklerde çelik dökümler elde etmek için izlenmesi gereken temel kuralları ve yöntemleri içerir.
Çelik dökümün prensipleri aşağıdaki başlıklar altında toplanabilir:
1. Hammadde ve Malzeme Seçimi
- Kaliteli Hammadde Kullanımı: Çelik dökümde kullanılacak hammaddelerin kaliteli olması, nihai ürünün mekanik ve kimyasal özelliklerini doğrudan etkiler.
- Alaşım Elementleri: Çeliğin istenilen özelliklere sahip olması için uygun alaşım elementlerinin (örneğin, karbon, manganez, krom, nikel) doğru oranlarda eklenmesi gerekmektedir.
2. Eritme Süreci
- Fırın Türü Seçimi: Çelik döküm için genellikle elektrik ark ocağı, indüksiyon ocağı veya kupol fırınları kullanılır. Seçim, üretim miktarına ve istenilen çelik kalitesine bağlıdır.
- Eritme Sıcaklığı: Çeliğin homojen bir şekilde erimesi ve tüm alaşım elementlerinin doğru bir şekilde çözünmesi için uygun eritme sıcaklığına ulaşılması gerekir.
3. Kalıp ve Maça Hazırlığı
- Kalıp Malzemesi Seçimi: Kum kalıplar, seramik kalıplar veya metal kalıplar gibi farklı kalıp malzemeleri kullanılabilir. Her kalıp malzemesinin kendine özgü avantajları ve kullanım alanları vardır.
- Maça Hazırlığı: Döküm sırasında iç boşlukları oluşturmak için kullanılan maçaların doğru bir şekilde hazırlanması ve yerleştirilmesi gerekmektedir.
4. Döküm Süreci
- Döküm Hızı ve Yöntemi: Çelik dökümde doğru döküm hızının ve yönteminin (örneğin, yerçekimi döküm, basınçlı döküm) seçilmesi, dökümün kalitesini etkiler.
- Gaz Giderme: Çelik döküm sırasında gazların hapsedilmemesi için uygun gaz giderme tekniklerinin uygulanması gerekmektedir.
- Besleyici ve Yolluk Sistemleri: Çelik dökümün sırasında oluşabilecek büzülme ve boşlukları önlemek için besleyici ve yolluk sistemlerinin doğru bir şekilde tasarlanması ve yerleştirilmesi gereklidir.
5. Soğutma ve Katılaşma
- Kontrollü Soğutma: Çelik dökümlerinin çatlamaması ve iç gerilmelerin minimize edilmesi için kontrollü bir soğutma sürecinin uygulanması önemlidir.
- Katılaşma Sırasında Besleme: Çelik katılaşırken meydana gelebilecek büzülme boşluklarını önlemek için besleyici sistemlerin etkin çalışması sağlanmalıdır.
6. Isıl İşlem ve Son İşlemler
- Isıl İşlem: Çelik döküm parçalarının mekanik özelliklerini ve mikroyapısını iyileştirmek için uygun ısıl işlemler (örneğin, tavlama, sertleştirme) uygulanmalıdır.
- Talaşlı İmalat ve Temizleme: Dökümden sonra, parçaların yüzeylerinin temizlenmesi, çapaklarının alınması ve gerekirse talaşlı imalat işlemlerinin yapılması gerekmektedir.
7. Kalite Kontrol ve Testler
- Görsel ve Boyutsal Kontroller: Döküm parçalarının görsel ve boyutsal kontrolleri yapılmalıdır.
- Mekanik ve Kimyasal Testler: Çelik dökümlerinin istenilen özelliklere sahip olduğunu doğrulamak için mekanik (örneğin, çekme testi, sertlik testi) ve kimyasal analizler gerçekleştirilmelidir.
- Tahribatsız Testler: Ultrasonik test, röntgen testleri gibi tahribatsız test yöntemleri ile iç yapıda çatlak, boşluk gibi kusurların olup olmadığı kontrol edilmelidir.
Çelik dökümün prensipleri, yüksek kaliteli ve güvenilir ürünler elde edilmesi için temel adımlardır.
Çelik Döküm Sırasında Nelere Dikkat Edilmeldir?
- Sıvılaştırılmış metalin eritilmesi ve dökülmesi: Çelik, kalıba döküldüğünde iyi akışkanlık sağlamak için bazik oksijen fırınında veya elektrik ark ocağında istenen bileşime ve sıcaklığa eritilir.
- Erimiş çeliğin kalıba dökülmesi:. Kalıp kumdan, metalden veya başka malzemelerden yapılabilir ve nihai dökümün istenen şekline sahip olabilir. Kalıp, dökümü uygun şekilde doldurmak ve beslemek için yolluk ve yükseltme sistemleriyle tasarlanmıştır.
- Dökümün katılaştırılması ve soğutulması:. Erimiş çelik kalıpta soğuyup katılaştıkça, iç kısım hala sıvıyken önce dış kabuk katılaşır. Kusursuz, sağlam bir döküm elde etmek için uygun soğutma kritik öneme sahiptir
- Katılaşmış dökümün kalıptan çıkarılması: Katılaştıktan sonra döküm, yalnızca bir kez kullanılabilen kum kalıbından çalkalanır veya vurularak çıkarılır. Metal kalıplar basınçlı döküm veya kalıcı kalıba döküm için yeniden kullanılabilir.
- Dökümün muayenesi ve bitirilmesi: Döküm, kusurlara karşı incelenir ve daha sonra temizlenir, kesilir ve uygulama için gereken son şekli ve özellikleri karşılamak üzere gerektiği şekilde daha fazla işlenir.
Çelik dökümlerin kalitesini etkileyen temel faktörler arasında kalıp tasarımı, yolluk sistemi, dökme sıcaklığı, çelik bileşimi ve katılaşma oranı yer alır. Yüksek kaliteli, hatasız çelik dökümler üretmek için bu parametrelerin doğru kontrolü şarttır.
Çelik dökümde kalıp erozyonu ve cüruf tutma önemli bir rol oynar.
KALIP EROZYONU:
Kalıp erozyonu aşağıdaki işlemlerin bir ya da daha fazlasından yararlanmak suretiyle azaltılabilir.
- Bir yatay yolluk girişi yerine birkaç yatay yolluk kullanmak
- Oldukça büyük yatay yolluklar kullanmak.
- Kalıbı doldurmaya yetecek şekilde düşük sıcaklıkta döküm yapmak
- Kısa düşey yolluk kullanmak
- Dikey yolluk ve gidicilerde tuğla veya seramik borular kullanmak
- Düzgün yolluk yüzeyi ile yolluklar etrafındaki kumu sıkı dövmek. Kalıpta gevşek dövülmüş yer bırakmamak.
- Mümkün olduğunda kalıbın yatağını konik yaparak, yolluk tarafı aşağıda, çıkıcı tarafı yukarıda kalacak şekilde kalıba dökmek
- Döküm için uygun dikey yolluk, yatay yolluk ve boğaz oranları seçmek.
CÜRUF TUTMA:
Yukarıdaki kalıp erozyonunu önlemek için listelenen önlemlere rağmen; yolluk sistemine cüruf, kum ve pisliklerin kalıp boşluğuna girişini engelleyecek bazı başka ilaveler de gerekebilir.
Bu ilaveler; süzgeç maça, yoluk çanağı, fırıldak döndürücü, yolluk ve cüruf tutucular gibi araçlar kullanılarak yapılabilir.
Döndürmeli ve girdap yollukta avantajlı mı değil mi tartışılır.
Bir yolluk dizaynı ile cüruf tutulabilir, ancak döküm esnasında madenin aşırı oksitlenmesi nedeniyle, yine de döküm hataları oluşabilir.
Döküm hatalarına çözüm olarak; yolluk sistemini, hava ve kalıp gazlarının sistemin içine ASPİRASYONUNU önleyecek biçimde DİZAYN etmek gerekir.
SEROKSİT oluşumunu tekrar gözden geçirmekte fayda vardır.
Çünkü; döküm parçaların üzerinde görülen SEROKSİT döküm hatalarının birçoğu, madenin dökümü esansında hava ile daha fazla temas etmek imkanı bulması ve bunun sonucu olarak aşırı derecede oksitlenmesinden kaynaklanmaktadır.